7 Şubat 2014 Cuma

Hala ve hep hala ...



Gel diyemem sana ...  Hiç bir sebebim yok ki benim. Ne yani sen uyurken seni uyandırıp seni özledim diyemem ki ben. Yada ansızın karşına çıkıp seni görmek istedim diyemem. Diyemem işte bir sebebi yok bunun. Uyandığında yanı başında bir gül bulamazsın. Yada dolabın üstünde "Seni Seviyorum" yazan bir not. Yapamam ben bunları. Çünkü gel diyemem sana ...

" Gel diyemem sana ama Gitme demem için o kadar çok nedenim var ki benim "
 
Ama avazım çıktığınca "GİTME" derim. Bak bunu yapabilirim. Aldığın her nefes, Aldığım her nefes bir nedendir kalman için. Çünkü gelirsen bırakamazsın beni. Gelirsen bırakmam seni. Bizi  bırakıp gidemezsin.
 
 
Gidersen sarılamam sana sımsıkı. Dünyayı kucaklıyorum sanki sana sarılınca. Bütün okyanusları, ormanları, toprağı. Koklayamam saçlarını kanaya kanaya. O deniz kokan, toprak kokan. bu yüzden sevmiyorum çiçekleri. Çünkü yerini alamıyor hiç biri saçının bir telinin.
 
Gidersen sarılamam sana sımsıkı. Sana sarılıp uyuyamam, sarılıp uyandıramam. İzleyemem sabahlara kadar uyuşunu. Sonra elini tutamam. Her tuttuğumda yüzüme bakışların olmaz. Gülümseyerek ve gözlerini kısarak.
 
 
 
 
 
Mehmet Fatih CEBECİ | Gece Senfonisi - Çığlıklar |


6 Şubat 2014 Perşembe

Sessizliği sensizliğe çeviren her şey...



Sessizliği sensizliğe çevirecek o kadar çok bahanem var ki bilemezsin. Zaten bilmede. Kapı gıcırdamasını müziğe benzetmek gibi. Saçma sapan şeyler belki. Ama dediğim gibi bahanem çok benim. Musluğumdan damlayan damla sanki evimin ortasındaki kör kuyuya düşüyor. O denli bir ses yankılanıyor odamın duvarlarında.  Ve ben o kuyunun içindeyim sanki. Kuyunun duvarlarından ayın silueti yansıyor gözbebeklerime. Kurtarmanı bekliyorum. Kuyunun başına geleceksin ve  elini uzatacaksın bana. Çekip alacaksın beni sanki.

" Üşüyorum ama ümidin içimi ısıtıyor "
 



| Gece senfonisi - Çığlıklar |

22 Ağustos 2013 Perşembe

Ankara ...



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yıllar sonra Ankara beni o derin yalnızlığıyla kucakladı yine. Geride bıraktığım sokaklar, caddeler, ışıklar ve karanlık aynı...
 
Ama yine de özlemişim Şehrimi...
 
Özlemlerin yitirildiği, gecelerinde uykusuz kalınan, kelimelerin kağıda yağmur damlaları gibi düştüğü bir şehrin ortasındayım şimdi. Blog yazılarımı bundan sonra Ankara dan yayınlayacağım. Anlayacağınız arka fonda Ankara, eko da yalnızlık, ışık sorumlumuz caddeler. Güzel bir ekip olduk. Sanırım güzel çalışmalar çıkaracağız. Buna inanıyorum.
 
GECE SENFONİSİ // ÇIĞLIKLAR isimli yazı dizime Ankara dan devam edeceğim. Masamda defterim açık, kalemimde yanında. Daha önce dediğim gibi umarım kelimelerle defterime beğeneceğiniz resimler çizerim. Her bir satırını zevkle okuyacağınız, okudukça sizleri başka başka dünyalara götüren, başka başka gurbetlere güneş olarak doğmanızı sağlayan, en sevdiğinizi bir anlık bile olsa yanınıza getiren, sizi onun diyarlarına götüren. Kısacası kendinizi aşkın tam ortasında bulacağınız yazılar.
 
Şimdilik şehrim ve ben sizlere iyi geceler diliyoruz. Başka bir gecenin koynunda buluşmak dileğiyle...
 
 


18 Nisan 2013 Perşembe

GECE SENFONİSİ // ÇIĞLIKLAR ( 2 )



Bilirsin sessiz olurum sen uyurken. Ödüm kopar uyanacaksın diye. Karşımdasın şu an ve uyuyorsun. Sağ tarafına uzanmış, saçların yüzüne düşmüş... izliyorum seni nefes almadan. sonra başlıyorum seninle konuşmaya.

" Sevgilim. Sevgilim kelimesi neden sana bu kadar çok yakışıyor bilmiyorum. yada bendeki senin tarifi mi bu kelime? seni bir kelimeye sığdıramam ama bir nebze olsun sanki emsalin bu.biliyorsun karşında konuşamam. senin uyku vakitlerin benim seninle konuşmak vakitlerim oluyor ama sen yinede bilmiyorsun bunu. boşver bilmede. ben seni özlediğim her zaman geliyorum yanına. bu yüzden her gece uyumanı izliyorum. hem daha bi cesaretli oluyorum sen uyurken. sonuçta uyuyorsun ve beni duymuyorsun. her şeyi konuşuyorum seninle. anlatıyorum sürekli. belki uyanık olsan - sus artık kafam şişti - dersin. neme lazım en iyisi sen uyurken konuşmak seninle. sonra çabuk bıkarsın benden.

  Bir insan uyurkende güzel olur mu? oluyor işte. uyurkende güzelsin, uyanıkkende. Demekki güzel sevmek zormuş. şimdi ben gidiyorum yanından. yarın yine gelecem. ve sen yine diğer gecelerdeki gibi bilmeyeceksin. bu arada seni çok özlüyorum. Ama sen yinede çok özletme kendini emi sevgilim...

iyi geceler tek canım... "

12 Nisan 2013 Cuma

GECE SENFONİSİ // ÇIĞLIKLAR ( 1 )

" + Ne var ne yok
  -- Sen varsın ve sen yoksun...
  + Onu biliyorum, bilmediklerimi söyle bana... "





Aslında çok şey var bilmediğin ey sevgili...

Hangi birini anlatayım sana.
Şimdi anlatsam biliyorum uykun kaçacak.
Bildiğin az ama bilmediğin çok şey var...

Mesela her sabah benimle birlikte uyanıyorsun
Benimle birlikte güne merhaba diyorsun
Kahvaltıma eşlik ediyorsun mesela
Çayını açık dolduruyorum her gün
Ve her gün çilek reçelini burnuna bulaştırıyorum
Oradan da yanağına
Biliyorsun seni öpmek için hep bir mazeret ararım ve bulurumda

Kravatımı düzeltiyorsun
Bilirsin sen evimdeyken ben aynaya hiç bakmam
Sana bakarım ve sen nasıl görmek istiyorsan beni
Ben ona bürünürüm...
Sonra çeketimi tutuyorsun ve ben giyiyorum
Kravatımdan tutup kendine doğru çekiyorsun
Nefesin nefesime deydiği anda
" Çok özletme kendini " diyorsun
İşte o anda başlıyor özlemlerim...

Seni çok özlüyorum...


13 Ocak 2013 Pazar

Ve ben......


........................

Şimdi sensiz yaşıyorum sensizliği
Çok korkuyorum bebeğim.
Düşlerim karanlık, hayallerim puslu
Kabuslar düşmez oldu gecelerimden.
Gündüzlerim ise alabildiğine bilinmezlik içinde
Şimdi benliğimi arıyorum şehrin sokaklarında.
Geleceğini geçmişe gönmüş bir ölü misali
Geleceğimi arıyorum mezar taşlarının altında.....

Şimdi benliğimi arıyorum şehrin sokaklarında,
Her şeyi eksik bir bütünüm şimdi
Her şeyin içinde bir hiçim şimdi.
Nefesim soğuya karıştığında anlamalıydım,
Üşüdüğümü, yalnızlığımı ve yıkılışımı.....

Şimdi sensiz yaşıyorum sensizliği,
Ve ben her şeye inat
Şimdi benliğimi arıyorum şehrin sokaklarında,
Her ne kadar üşüsemde.....



| Mehmet Fatih CEBECİ - 23 Aralık 2004 |
Karar alırken iyi düşünmek lazım hayatta... Büyük sevinçleriniz bir gün en büyük pişmanlıklarınız da olabilir, ama herşey de vardır bir hayır da diyebilmeli herhalde.. Ya da ne bileyim..

11 Kasım 2012 Pazar

Kan'a şekil vermek



 
" Belki de bu yüzden şiirlerimi yarım bırakmam.
Ölürsem sanırım yarım şiirli şair diyecekler bana "
                                                                                                   { Mehmet Fatih Cebeci }
...
 
 
 
 Yazmak Allahın bir lütfudur insanlara. Şikayetçi değilim ama bazen ağır geliyor bana. Bilen bilir bazıları yaşar, bazıları yaşayamadıklarını yada yaşamak istediklerini yazar. Herkese kolay gelebilir şiir yazmak. Ama işin aslı öyle değil işte. Şair her şiirinde bir kez daha geçirir kafasına dar ağacında asılı olan ipi. Ve yazdıkça ip gerilir, boğazını sıkmaya başlar. Nefesi kesilir, mosmor olur ama yine de devam eder. Yazdıkça canı daha çok yanar aslında. Ve son noktayı koyduğunda aslında şiiri bitirmemiştir, sadece altındaki tabureyi ayağıyla itekleyip ruhunu serbest bırakmıştır. Bugüne kadar kahkaha atarak şiir yazan bir şair görmedim ben.
 
 
 
 
 
 
  
Bu yüzdendir şairlerin yalnız oluşları. Yalnız ölmeleri. Çünkü güçlü görünmeye çalışırlar her zaman. Kalabalıkta dahi olsalar yalnızlıklarını saklarlar. Her yazdıkları şiirde içleri kanar. Ve bu kan ellerinden sızarak kalemlerinden kağıda dökülür. Aslında şairlerin asıl yaptıkları sanat kağıttaki kana kalemleriyle şekil vermektir. Ve bu şekiller kelimeler, cümleler ve mısralar olarak ortaya çıkar. Yoksa bana iki kelime yaz deseniz, iki kelimeyi bir araya getirip te yazamam. Garip ama öyle.
 
 
 
 




{ Yazıyı güncellenecektir }
 
 
 
 
 
 


10 Kasım 2012 Cumartesi

O kadar yakınsın ki bana...

 
Soner Arıca - Biz ( Şiir )
 
 
...
 
 
Sus...
Tek kelime bile etme
Ben sensizlikte, sessizliğe o kadar çok alıştım ki
Nefes alışın bile çığlık geliyor kulaklarıma
Bir ömür duymak istediğim çığlık...
Sakın ama sakın...
Sakın dokunma bana
Yokluğun buzdu, kanımı donduracak kadar.
Dokunursan buzlarım erir,
Damla damla eririm, Sen süzülür üzerimden
 
 
Yada...
Dayanamam ki ben sana,
Bunca zaman sonra karşımdasın,
Gözlerin gözlerimde, gölgen bedenimde
 
Boşver sen beni, uzat ellerini bana
Sarılayım doya doya sana,
Nefesini bedenimde hissedeyim
Ve çığlıklar kaplasın bedenimi
Sen yinede tüm gücünle sarıl bana
Yansın bedenim ateşinde
 
...
 
                                           --------------------------------
 
" O kadar yakınsın ki bana, her gece sol yanımda benimle birlikte uyuyorsun... "
 
 
{ M.F.C. }